24 Kasım 2011 Perşembe

Kıyamet Günü Şefaat kurtarıcıdır, (Allah'ın izni ile)


Bülent Yalçin:..Rüyayı Gören

Bülent Yalçin:.... rüyamda abim ile bahçelik bir yerdeyiz bir ağacın üstünde büyük kuşlar ütüp bağrışıyorlardı bende bir taş alıp kuşlara fırlattım ve bir kuşu yaraladım kaçarken yakalayıp kafasını kopardım elimde öylece gittik kanları akıyordu. Bunun yorumu nedir. vesselam.


Açıklama:.. Vahap Karakılıç (17.09.2011)

Bahçede ağaç üzerinde öten kuşlar, Allah’ın kendilerine rahmet verdiği veli kullardır. Nur ile hareket eden Allah dostlarıdır, bu kimseler. Demek oluyor ki çok veli kula denk geleceksin, ve bunlarla ilişki (konuşacaksın) içinde olacaksın. Ancak o taş atıp da yaraladığın kuş, Allah’ın yeryüzünde bulunan en son ve büyük veli kullarından biri olup. Kıyamet koptuğu vakit, insanların tekrar dirilip Allah huzurunda toplandıklarında;

Kişi Kıyamet günü (herkes) hesabında ne var ise onu bilir.

KAMER 54/52 Onların yapmış oldukları her şey defterlerdedir. 54/53 Küçük-büyük tümü, satır, satır yazılmıştır.

Artık onun için ebediyeti cennet ya da cehennem olarak, bu dünyada yaptığı her iş (durum,vaziyet,fiil) için, her şey bir, bir önüne çıkar. Ancak şu da bir gerçek ki, ALLAH’IN BAZI KULLARI sorgusuz sualsiz Rahmet kapısında cennete girerler. Onlar Allah’tan, Allah’ta onlardan razı olmuş olarak.

BEYYİNE 98/8 Onların, Rableri katındaki ödülleri, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri/sürekli yeşilliklerdeki temizlik/bereketli bahçelerdir. Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu, içi ürpererek Rabbine saygı duyan kişi içindir.

Rızalık üzerine hareket eden bu kullar batınında (işlerin içyüzü, gizli, sadece Allah’ın rızası gözetilerek yapılan iş) Allah’a teslim olmuşlardır. İşleyeceğin veya işlemiş olduğun suç, batın’ında Allah’a teslim olmuş olan bir kula karşı olacağı için, kıyamet günü bu suçundan dolayı Allah’ın huzurunda hesaba çekileceksin. Hesap vermeden kurtuluş yok senin için. Bu işlediğin ağır bir günahtır. Allah çok esirgeyen, bağışlayandır ve çokça günahları af eden Gafur’dur. İnşallah seni kurtuluşa erenlerden kılar. İşlediğin bu suç ancak şefaatle ve de tekrar dirilmede Allah huzurunda bütün insanların tek, tek hesap vereceği vakit ile duanın (Allah’a yakarış) kabul olması ile olur. O dua bu zaman’ın en büyük müçtehid’çisi (zamanın en büyük Kuran tevil’cisi, KURAN AYETLERİDE HÜKÜM ÇIKARAN ALİM) kim ise ona bağlanmakla olur inşallah. Bu senin yanında götüreceğin en büyük günahtır, bu günahtan İNŞALLAH hesaba çekileceksin.

ANKEBUT 29/2 İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar!

Yani insanoğlu daha bu dünyada yaşarken biz inandık ve teslim olduk, Allah’a! diyorlar. Ancak bir bela, kaza, hastalık ve olası bir fitne kendisine geldiği vakit, hem isyan eder, hem de karamsar kalır. Bu isyan belirgin bir şekilde İnsan’ın hal ve hareketlerinde belli olur. Bu isyan ve gaflet İnsan’ın en zaaf olduğu bir vakitte gelir. Bu durum insan’ın hak yoldan çıkmasına sebep kılar. Halbuki, her bir varlığa hayat veren Allah, onların ihtiyaçlarının hepsine bir kapı vermiş. Bu deva kapısını kullanan kul, bu şifa dolu merhameti ve şefkati görmekten kendini aciz bırakıyor. Bunun içindir ki, gittiği her mekan kendisi için var edilmiş bir şifa tersanesidir.

İnsan bakıp da görmez mi ki; her araba (her şey) tek, tek parçaların birleşmesinde meydana geliyor. Sonra gemi böyle, ha keza her şeye bir baksın. Sonra bir daha baksın arıza veren her parça için yedeği yapımlaş mı?

İnsan bakıp da görmez mi, usta bir sanat ile işlenmiş bir kainat var. Yıldızlar birer lamba (süs) gibi ölçülü ve dengeli bir nakış ile işlenilmiş. Ve sanatı onun namına işleyen sanatkar onun cilvelerini (yansımalarını) görür. Ey mağrur bakışlara gölge olmuş nefsin doymaz arzu ve istekleri, her şeyde varlığı ve birliği bulunan, o; Allah’ın sınırı yoktur. O sınırsızdır. Hiçbir yere sığmaz (mekandan münezzehtir), onun içindir ki her şey ona bir gölge gibi olur. Onun cilveleri (yansımaları) her tarafı tek, tek sarmış. Nur (ilahi Rahmeti görüp, her şeyin bir yaratılış gayesine uygun ve bir düzen içinde işlendiğine kanaat getirip, onu görmek) imanın gıdasıdır. O, nur ki kurtuluşa vesile kılınandır. Bir aydınlık görmek istersen önce güneşe bak ve sonra dön kalbine sor; bu karanlık cevher dolu içim nasıl böyle aydınlanıyor. Her şey önce tek, tek kendini bana tanıttırıp; sonra o eşyanın olamadığı bir yerde, ihtiyacım dahilinde ve bir istek üzerine, onu çağırdığım vakit, içimdeki cevher onu bana aydınlatıyor. Sor bakalım sana kendini tanıttıran neymiş?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder